Diyarbakır Kilisesi
Kilisemiz 1994 yılından bu zamana kadar düzenli olarak İsa Mesih’in öğretileri doğrultusunda yasalarla sağlanmış haklara dayanarak evlerde toplanıp ibadetlerini yapan bir topluluk olarak başladı. Büyüyen kilisemiz geçen zamanla daha geniş bir ibadet yerine ihtiyaç duydu 2003 yılından itibaren içinde bulunduğumuz binayı kullanmaya başladı. Kilisemizin üyeleri ciddi bir araştırmanın sonucunca incilin öğretilerini benimseyen ve İsa Mesih’i kabul eden yerli kişilerden oluşmaktadır. Kilisemiz Protestan olarak anıldığı halde esasen herhangi bir mezhebe ya da merkeze bağlı değildir.
Mezhepten çok kilisemiz İsa Mesih’in İncil’de açıklanan sade öğretilerine sadık kalmaya çalışan bir topluluktur. Ayrıca Türkiye’de bizim gibi birçok kilise vardır ve onlarla kardeşlik bağı içerisindeyiz. Kilisemiz özellikle samimi bir şekilde İncil’i araştırmak isteyen herkese açıktır. Bizce, din bir miras değil, kişisel bir seçimdir, dolayısıyla herkes doğduğu yer ne olursa olsun Allah’ın bağışladığı hür iradeyle tüm inançları karşılaştırıp gerçeği bulana kadar durmamalı. Çünkü eninde sonunda hepimiz Allah’a hesap vereceğiz, bu yüzden inandıklarımızdan emin olmak gerekir.
Öykümüz
1991 yılında Rabbe hizmet etmek için Erol isminde bir kardeş Diyarbakır’a gelip ailesi ile yerleşti. Bu ailenin büyük bir özveri ile çalışması sonucunda Rab işledi ve küçük bir kilise topluluğu kendi evinde ibadet etmeye başladı. 1995 yılına kadar bu çekirdek grupta pek bir büyüme görülmediği halde, bu yıldan itibaren birçok olumlu gelişmeler başladı. Bu arada ilerleyen yıllarda Önder olacak kişilerde yetişmeye başlıyordu. 1996 yılında Hristiyanlığı tanıtma amaçlı olarak şehrin merkezinde bir kitap kırtasiye açıldı. Onun aracılığıyla birçok kişi kilise topluluğuna katıldı. 1997 yılında Erol kardeş buradaki işlerini tamamladı. Hem fiziksel rahatsızlık hem de kilisenin azda olsa olgunlaşması sonucunda Diyarbakır’dan ayrılmaya karar verdi. Kendisi gitmeden önce kilisede önderlik yapmak üzere Ahmet kardeşi kilise önderi olarak, Cengiz ve Hamdullah kardeşi de Diakon (Kilise Görevlisi) olarak topluluğun onayıyla atadı. Bu arada kilise topluluğu kardeşlerin evlerinde toplanıp tapınıyordu.
Bu çetin seneler boyunca kilise de birkaç yabancı kardeşte topluluğa destek oluyordu. Bir süre sonra tapınmak ve halkın her zaman ziyaret edip, bilgi alabileceği ve devlet tarafından tüzel kişilik kazanmak için uzun yıllarca dua edilip yer arandı. 1999 yılında şehrin tarihi ve kısmen tehlikeli olarak bilinen Suriçi semtinde uygun bir yer bulundu. Şu anda içinde bulunduğumuz bina eski Hristiyan mahallesinde olan tarihi Meryem Ana Ortodoks kilisesinin karşısında olduğu için uygun görüldü ve çok ucuz bir fiyata satın alındı. 2001 yılında birçok kilise tarafından bağış yapıldıktan sonra mevcut yerde inşaata başlandı. O tarihte kilise yapmak için yasada yer olmadığından dolayı konut adı altında yaptırılmak üzere izin alındı. Fakat yetkililere sunulan ve kabul edilen orijinal projede kilise yapılacağı açıkça beyan edildi. Yine de inşaata başladıktan birkaç ay sonra misyonerlik ile ilgili basının yarattığı birçok kara propagandalardan dolayı inşaat durduruldu ve binanın sahibi olarak adı geçen kilise önderi ağır ceza mahkemesine verildi. Bir buçuk yıl boyunca kilise önderi ağır ceza mahkemesinde yargılandı ve bu süre sonunda suçsuz olduğu anlaşıldı ve beraat etti. Kısa bir zaman sonra inşaata devam edildi.
2003 yılının başında inşaat tamamlandı ve Nisan’ın altısından itibaren topluluk yeni binada ibadet etmeye başladı. Fakat kilise binası konut adı altında bitirildiği için birkaç ay sonra Diyarbakır Valiliği şöyle bir tebligat gönderdi; ’’bu binada ibadet etmeniz suçtur.’’ Bu sefer kilisenin önderine karşı ‘’izinsiz kilise açma’’ suçlamasıyla Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldı. 2004 yılının 12 Mayısı’ın da yapılan ilk duruşmada savcının tavsiyesi üzerine mucizevi bir şekilde kilise önderi beraat etti. Onunla birlikte yasal olarak kilisenin önü açıldı. Birkaç gün sonra 5 ay önce sunulan kilisenin imar durumu değişikliği müracaatı görüldü ve ilk seferinde reddedilmesine rağmen ikinci seferinde kabul edildi ve yakın zamanda tamamlandı. 2008 yılında kilise binasının yanındaki arazi alınıp düzenlenerek kilisenin alanı genişletildi. 2010 yılında kilisemizin derneği kuruldu ve 2018 yılına kadar dernek olarak faaliyet gösterildi. Yasal olarak daha resmi bir statüye ihtiyaç duyulmasından dolayı 2018 aralık ayında vakıf olabilmek için 10. Asliye Hukuk Mahkemesine başvuruldu. 26.12.2018 tarihinde dava görüldü ve 03.07.2019 tarihinde de duruşma sonuçlanarak Diyarbakır Protestan Kilisesi Vakfı kuruldu. Şu anda kilise vakıf olarak faaliyetine devam etmektedir.

Kilisemiz Protestan olarak anıldığı halde esasen herhangi bir mezhebe ya da merkeze bağlı değildir. Mezhepten çok kilisemiz İsa Mesih’in İncil’de açıklanan sade öğretilerine sadık kalmaya çalışan bir topluluktur. Ayrıca Türkiye’de bizim gibi birçok kilise vardır ve onlarla kardeşlik bağı içerisindeyiz. Kilisemiz özellikle samimi bir şekilde İncil’i araştırmak isteyen herkese açıktır.
Bizce, din bir miras değil, kişisel bir seçimdir, dolayısıyla herkes doğduğu yer ne olursa olsun Allah’ın bağışladığı hür iradeyle tüm inançları karşılaştırıp gerçeği bulana kadar durmamalı.
Çünkü eninde sonunda hepimiz Allah’a hesap vereceğiz, bu yüzden inandıklarımızdan emin olmak gerekir.
“Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak”
(Yuhanna 8:32)
Fotoğraf Galerisi
Hizmet Edenler



